Uzman Psikolojik Danışman Göver Sünerin Kazancıoğlu

Yemek seçmeyi şöyle bir örnek üzerinden anlatmak istiyorum. Diyelim ki bir çocuk kamyonlardan korkuyor. Biz araştırmaya başlarız “ne oluyor da kamyonlardan korkuyor?”
Biraz araştırınca çocuğun yanından kamyon geçerken birisinin ona bağırmış olduğunu buluyoruz. Çocuk kendisine bağırılması ile ortaya çıkan hislerini kamyonla eşleştirir ve bunu “kamyonlardan korkarak” anlatmaya çalışır. Çocuklarda yaşadıkları duygusal bir deneyimi somut bir şeyle eşleştirme ihtiyacı var. Yemek seçmede de kimi zaman böyle bir mekanizma işleyebiliyor. Diyelim ki çocuk zeytin yerken olumsuz bir olay yaşadı, çocuk hemen “Bu zeytin bu duyguya yol açtı” diye kaydeder ve bir dahaki sefere onu reddeder. Mesela bir çocuk babası uzun bir süre için ondan ayrılmak üzere vedalaşırken kahvaltı sofrasında zeytin yiyorsa, “Bu büyük özlem duygusu zeytin yüzünden oldu” diyip hayatı boyunca zeytin yemek istemeyebiliyor.
 
Bunların önüne geçilemeyeceğini kabul etmek gerek. Hayatta her şey başımıza gelebilir. Burada önemli olan, çocuğun neye direndiğini ve nasıl bir direnç geliştirdiğini anlamaya yönelik çaba göstermek. Çaba göstermek bile yeterli. O zaman çocuk “Annem benim için çaba gösteriyor” diyor ve bunu anlayabiliyor.