Artık günlük beslenme rutini oturan oğlumla en büyük zevkimiz yeni lezzetleri ve dokuları keşfetmek. Birkaç günde bir çorba ve muhallebisine farklı meyve sebzeler kullanarak katı gıdaya geçişte heyecanı korumaya çalışıyoruz.
Birkaç günde bir diyorum çünkü yeni bir uygulamaya geçtim. Şöyle ki, Ömer’in çorbasını taze yapıp yediriyordum ve en fazla 2 günlük yemek veriyordum. Böyle olunca da, pişirirken çorbanın miktarını ne kadar az tutmaya çalışsam da mutlaka bir kısmı çöpe gidiyordu. Geçen gün bir çocuk mağazasında enteresan, küp şeklinde büyük saklama kapları buldum. Bunlar hem donduruluyor hem mikrodalgaya giriyor hem taşıma hem de yedirme kabı olarak kullanılabiliyor. Üstelik tencereden içine dökerken etrafa sıçramaması için küpleri birbirlerine geçirilebilecek şekilde tasarlamışlar. Üzerine içinde ne oldugunu yazmak için özel bir kalemi bile var. İşin en hoş yanı da bu güzel icadın bir babaya ait olması! Bu kapları aldıktan sonra mikrodalga kullanmamama rağmen işim oldukça kolaylaştı. Evdeki çorba da hiç ziyan olmamaya başladı. Ömer’in çorbasını pişirdikten sonra o günün öğününü taze taze veriyorum. 2. gün için buzdolabına bir kase ayırıyorum ve kalanını bu kaplarda donduruyorum. Bu yüzden evde 4-5 günde bir yeni çorba pişmeye başladı.
Muhallebiyi yine 2 günde bir taze pişiriyoruz. Olduğu haliyle ertesi günün porsiyonunu buzdolabında saklıyoruz, ancak içinin meyve, pekmez, tarçın, ceviz gibi ek malzemesini yine yedirmeden hemen evvel ekliyoruz.
Bu şekilde evdeki mutfak rutini de bir şekle girmeye başladı işte… Evde iki ufaklık olunca bunun ne kadar kıymetli bir şey olduğunu belirtmeme gerek var mı?
